İstinaf, bir mahkeme kararına karşı başvurulan ikinci derece kanun yoludur. Türk hukuk sisteminde istinaf, ilk derece mahkemelerinin verdiği kararların hem maddi olay hem de hukuki yönden yeniden incelenmesini sağlayan bir mekanizmadır. Bu sayede yanlış verilen, eksik değerlendirilen veya hukuka aykırı bulunan kararlar, bir üst yargı merciinde tekrar gözden geçirilir.
İstinaf, taraflara ikinci bir yargılama fırsatı tanır. Kararın hatalı yönleri yalnızca hukuki olarak değil, delillerin ve olayların değerlendirilmesi açısından da yeniden incelenir. Bu yönüyle temyizden farklıdır; çünkü temyiz yalnızca hukuki denetim yaparken, istinaf maddi vakıaları da inceleme kapsamına alır. Altındağ Hukuk Bürosu olarak sizler için detaylıca inceledik!
Türk Hukuk Sisteminde İstinafın Önemi
İstinaf kanun yolu, 2016 yılında Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle Türk yargı sisteminde fiilen uygulanmaya başlanmıştır. Bu sistemle amaç, hem yargının iş yükünü dengelemek hem de kararların daha isabetli şekilde verilmesini sağlamaktır. Artık ilk derece mahkemesinden çıkan her karar doğrudan Yargıtay’a gitmemekte, önce istinaf incelemesinden geçmektedir.
Bu yapı sayesinde, hatalı veya eksik kararların büyük bir kısmı bölge adliye mahkemelerinde düzeltilmekte, Yargıtay yalnızca hukuki uyuşmazlıkların son denetim mercii haline gelmektedir. Böylece hem yargılamalar hızlanmış hem de temyiz mercilerinin üzerindeki yük azalmıştır.
İstinafa kimler tarafından ve ne zaman başvurulabilir
İstinaf başvurusu, mahkemenin kararına karşı hakları ihlal edilen taraflar tarafından yapılabilir. Bu taraf genellikle davalı veya davacı olabilir, bazen ise üçüncü kişiler veya savcılık makamı da istinaf yoluna başvurabilir.
Başvurunun süresi ise kararın tebliğinden itibaren iki haftadır. Taraflardan biri istinaf dilekçesini süresi içinde ilgili mahkemeye sunarak yargılamanın üst derece mahkemesinde yeniden görülmesini talep eder.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, istinaf süresinin hak düşürücü nitelikte olmasıdır. Yani iki haftalık süre geçtikten sonra istinaf hakkı ortadan kalkar. Bu nedenle kararın taraflara tebliğ tarihi büyük önem taşır.
İstinaf başvurusunun şekli ve usulü
İstinaf başvurusu, kararın verildiği mahkeme aracılığıyla yapılır. Taraf istinaf dilekçesini ilgili mahkemeye verir, dilekçe üst mahkemeye gönderilir. Dilekçede;
Karara itiraz edilen hususlar,
Kararın neden yanlış olduğu,
Hangi yönlerden yeniden incelenmesi gerektiği
açıkça belirtilmelidir.
Dilekçede sadece “karara itiraz ediyorum” gibi genel ifadeler kullanmak yeterli değildir. İstinaf mahkemesi, dilekçede gösterilen gerekçelerle bağlı olarak inceleme yapar. Bu nedenle dilekçenin profesyonel biçimde hazırlanması büyük önem taşır.
İstinaf mahkemelerinin inceleme yetkisi
Bölge Adliye Mahkemeleri, ilk derece mahkemesinin kararını hem usul hem esas yönünden inceler. Yani yalnızca hukuka uygunluk değil, delillerin değerlendirilmesi, tanık beyanları, bilirkişi raporları gibi unsurlar da gözden geçirilir. Mahkeme şu kararları verebilir:
İlk derece mahkemesinin kararını kaldırarak davayı yeniden görüp yeni bir karar verir,
Eksik inceleme varsa dosyayı tamamlayarak yeniden hüküm kurar,
Kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmazsa istinaf başvurusunu reddeder.
Bu yönüyle istinaf, temyizden çok daha kapsamlı bir denetim mekanizmasıdır.
İstinaf ve temyiz arasındaki fark
Uygulamada en çok karıştırılan konulardan biri, istinaf ve temyiz kavramlarının farkıdır. Her ikisi de bir üst yargı denetimidir ancak kapsamları farklıdır.
İstinaf aşamasında hem maddi olaylar hem de hukuki değerlendirmeler yeniden incelenir. Mahkeme gerekirse yeni tanık dinleyebilir, delilleri tekrar değerlendirebilir.
Temyiz ise yalnızca hukuki denetim yapar; olaylar ve deliller yeniden incelenmez, sadece hukuka uygunluk değerlendirilir.
Yani istinaf ikinci bir yargılama, temyiz ise nihai bir hukuki denetimdir.
Hangi kararlar istinafa tabidir?
Her mahkeme kararı istinafa uygun değildir. Kanuna göre, değeri belirli bir sınırın üzerinde olan veya belirli nitelikteki kararlar istinafa konu olabilir.
Örneğin Asliye Hukuk veya Sulh Hukuk Mahkemesi kararları belirli parasal sınırı geçtiğinde istinaf incelemesine tabidir. Ancak küçük miktarlı uyuşmazlıklarda istinaf yolu kapalıdır.
Ceza yargılamasında ise hükmolunan cezanın türü ve süresi istinafa başvuru hakkını belirler. Bazı hafif nitelikli cezalarda istinaf yolu kapalıdır.
Bu düzenlemeler, istinaf mahkemelerinin gereksiz başvurularla meşgul edilmemesi amacıyla getirilmiştir.
İstinaf başvurusunun etkisi
İstinaf başvurusu yapıldığında, kararın kesinleşmesi ertelenir. Yani kararın infazı, istinaf incelemesi tamamlanıncaya kadar durur. Buna “kararın icrasının ertelenmesi” denir. Ancak bazı durumlarda mahkeme, istinafın kararın yürütmesini durdurmayacağına da hükmedebilir.
Örneğin nafaka, velayet veya tedbir niteliğindeki kararlar genellikle istinaf incelemesi beklenmeden uygulanmaya devam eder. Bu nedenle istinaf başvurusu, her zaman kararı durdurucu etki doğurmaz.
İstinaf incelemesinin süresi
İstinaf incelemesinin ne kadar süreceği, dosyanın niteliğine göre değişir. Basit uyuşmazlıklarda birkaç ay içinde karar verilebilirken, karmaşık davalarda bu süre bir yılı aşabilir. Bölge Adliye Mahkemeleri dosyaları hem usul yönünden inceler hem de gerekirse yeni yargılama yapar, bu da süreci uzatabilir.
İstinaf başvurusunun reddi
Eğer istinaf mahkemesi yapılan başvuruyu açıkça haksız bulursa, “başvurunun reddine” karar verir. Bu durumda ilk derece mahkemesinin kararı kesinleşir.
Ancak eğer kararın hukuka aykırı olduğu veya önemli delillerin göz ardı edildiği düşünülürse, istinaf mahkemesi kararı kaldırabilir veya değiştirir.
İstinaf dilekçesi nasıl hazırlanmalıdır
İstinaf dilekçesi hukuki bilgi gerektiren bir belgedir. Yanlış hazırlanmış bir dilekçe, haklı olunan bir davanın bile kaybedilmesine neden olabilir. Bu nedenle dilekçede şu unsurlar mutlaka yer almalıdır:
Mahkeme adı ve dosya numarası
Kararın hangi yönlerden yanlış olduğu
İtiraz edilen maddi ve hukuki gerekçeler
Delil listesi ve talep sonucu
Profesyonel bir avukat tarafından hazırlanan dilekçe, istinaf incelemesinin verimli geçmesini sağlar.
İstinaf sürecinde avukatın rolü
İstinaf süreci, yalnızca bir temyiz dilekçesi vermekten ibaret değildir. Bu aşamada avukatın görevi, kararın her yönünü analiz ederek hangi hataların bulunduğunu tespit etmektir. Ayrıca, gerekirse yeni delillerin sunulması veya tanıkların yeniden dinlenmesi için taleplerde bulunmak da mümkündür.
Avukat, müvekkilin haklarını koruyacak şekilde dilekçeyi teknik gerekçelerle destekler.
Ceza davalarında istinaf
Ceza hukukunda istinaf başvurusu, sanık veya Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir. İstinaf mahkemesi ceza miktarını, suçun vasfını ve delillerin değerlendirilmesini yeniden inceler.
Eğer deliller yetersiz görülürse beraat kararı da verilebilir. Bu yönüyle istinaf, sanık haklarının korunması açısından önemli bir güvencedir.
Hukuk davalarında istinaf
Hukuk davalarında istinaf, özellikle tazminat, sözleşme, miras, taşınmaz veya icra konularında sıkça başvurulan bir yoldur. İlk derece mahkemesinin delilleri hatalı değerlendirmesi, bilirkişi raporlarının eksik olması veya tanık beyanlarının dikkate alınmaması gibi durumlarda istinaf başvurusu yapılabilir.
İstinaf kararı sonrası temyiz süreci
İstinaf mahkemesinin verdiği karar da kesin değildir. Belirli koşulların sağlanması halinde, bu karar Yargıtay’a temyiz edilebilir. Ancak temyize gidilebilmesi için kanunda belirlenen parasal sınırın aşılması gerekir.
Bu aşama artık hukuki denetimdir; olaylar yeniden incelenmez, sadece istinaf kararının hukuka uygunluğu denetlenir.
Altındağ Hukuk istinaf başvurularında hangi katkıları sunar
İstinaf süreci, ciddi bir hukuki tecrübe ve dikkat gerektirir. Altındağ Hukuk, hem hukuk hem ceza davalarında istinaf başvurularında müvekkillerine kapsamlı destek sağlar.
İlk derece mahkemesi kararının ayrıntılı analizi yapılır, hatalı tespitler belirlenir ve güçlü bir istinaf dilekçesi hazırlanır. Ayrıca dosya istinaf mahkemesinde görüşülürken delillerin etkin biçimde sunulması, bilirkişi raporlarına itiraz edilmesi ve müvekkil lehine stratejiler geliştirilir.
Altındağ Hukuk, her davayı kendi içinde özel dinamiklerle ele alır. Amacı yalnızca davayı kazanmak değil, müvekkilin haklarını en üst düzeyde korumaktır. Tecrübeli avukat kadrosu, yargılama sürecinde profesyonel yaklaşımıyla müvekkillerinin yanında yer alır.
