Skip to content Skip to footer

Terekenin Tespiti (Gizli Mal) Konusu

Miras hukuku, ölümle birlikte başlayan en önemli özel hukuk süreçlerinden biridir. Bir kişinin vefatından sonra geride bıraktığı mal varlığına “tereke” denir. Terekenin tespiti ise, miras bırakanın ölüm anında sahip olduğu tüm mal, hak ve borçların belirlenmesi sürecidir. Bu süreç yalnızca paylaşım açısından değil, mirasçılar arasında adaletin sağlanması bakımından da kritik öneme sahiptir.

Son yıllarda özellikle “gizli mal” kavramı, terekenin tespiti davalarında sıkça gündeme gelmektedir. Çünkü bazı mirasçılar veya miras bırakanın yakın çevresindeki kişiler, mal varlığının bir kısmını gizleyerek diğer mirasçıların haklarını ihlal edebilmektedir. Bu nedenle terekenin tespiti davası, hem mirasın adil paylaşımını hem de olası mal kaçırma işlemlerinin önüne geçilmesini amaçlar. Altındağ Hukuk Bürosu olarak bu konuda ve diğer miras konularında profesyonel çözümler geliştiriyor, dava süreçlerinizi ciddi hassasiyetle yürütüyoruz.

Tereke Nedir?

Tereke, miras bırakanın ölüm anında sahip olduğu tüm mal varlığını kapsar. Buna taşınmazlar (ev, arsa), taşınırlar (araç, ziynet eşyası), banka hesapları, alacak hakları ve hatta borçlar da dahildir. Dolayısıyla tereke yalnızca maddi varlıklardan oluşmaz; aynı zamanda miras bırakanın mali yükümlülüklerini de içerir.

Mirasın paylaşımından önce terekenin tam ve doğru biçimde tespit edilmesi gerekir. Bu aşama tamamlanmadan mirasçılar arasında sağlıklı bir paylaşım yapılamaz. Terekenin tespiti, mirasın adil ve hukuka uygun şekilde bölüştürülmesi açısından en temel adımdır.

Terekenin Tespiti Davası Nedir?

Terekenin tespiti davası, miras bırakanın ölümünden sonra geride kalan mal varlığının tespit edilmesi amacıyla açılan bir dava türüdür. Bu dava, mirasçılar veya hak iddia eden kişiler tarafından sulh hukuk mahkemesinde açılır.

Davacı, terekenin tam olarak belirlenmediğini veya bazı malların gizlendiğini iddia edebilir. Mahkeme, bu durumda araştırma yaparak tüm mal varlığını ortaya çıkarır. Bu kapsamda banka kayıtları, tapu bilgileri, araç kayıtları ve diğer mali belgeler incelenir.

Mahkeme, terekenin tespiti sonucunda bir tutanak düzenler. Bu tutanakta miras bırakanın sahip olduğu mal ve hakların listesi yer alır. Bu liste, miras paylaşımı sırasında temel dayanak olarak kullanılır.

Gizli Mal Kavramı ve Önemi

Terekenin tespiti davalarında en çok karşılaşılan sorunlardan biri “gizli mal” durumudur. Gizli mal, miras bırakanın ölümünden önce veya sonra bir şekilde mirasçılardan saklanan mal varlığı anlamına gelir.

Bu durum genellikle şu şekillerde ortaya çıkar:

  • Miras bırakan, ölümünden önce bazı mallarını bir mirasçısına veya üçüncü kişiye devreder.

  • Banka hesapları veya taşınmaz kayıtları kasıtlı olarak gizlenir.

  • Ziynet eşyaları, nakit para veya araç gibi taşınabilir mallar saklanır.

Gizli mal, diğer mirasçıların yasal haklarını doğrudan etkiler. Çünkü miras paylaşımı, terekenin tamamı üzerinden yapılmalıdır. Eğer bir mal varlığı gizlenmişse, bu durum hem hukuka aykırıdır hem de mirasçılar arasında ciddi uyuşmazlıklara yol açabilir.

Gizli Malın Tespiti Nasıl Yapılır?

Gizli malın ortaya çıkarılması, çoğu zaman titiz bir araştırma süreci gerektirir. Mirasçılar, terekenin eksik tespit edildiğini düşündüklerinde sulh hukuk mahkemesinde terekenin yeniden tespitini talep edebilir.

Bu süreçte mahkeme şu yollarla araştırma yapabilir:

  • Tapu müdürlüklerinden taşınmaz kayıtlarının incelenmesi

  • Bankalardan hesap hareketlerinin sorgulanması

  • Araç kayıt sistemlerinden sorgu yapılması

  • Vergi dairelerinden mülkiyet ve gelir bilgisi alınması

  • Gerekirse tanık ifadeleriyle mal gizleme iddiasının araştırılması

Ayrıca, mahkeme tarafından gerektiğinde bilirkişi atanarak mal varlığının gerçek değeri tespit edilebilir. Bu süreçte bir avukatla hareket etmek, delillerin doğru toplanması açısından oldukça önemlidir.

Gizli Mal Saklamanın Hukuki Sonuçları

Bir mirasçı veya üçüncü kişi tarafından mal varlığının gizlenmesi, miras hukukunda ciddi sonuçlar doğurabilir. Gizli malın tespit edilmesi halinde, o mal terekeye dahil edilir ve tüm mirasçılar arasında paylaştırılır.

Bunun yanında, Türk Medeni Kanunu’nun 561. maddesi uyarınca, mirasçılardan biri terekeye ait bir malı gizler veya saklarsa, bu kişinin miras payı azaltılabilir ya da tamamen kaldırılabilir. Bu tür durumlarda “mirasçılıktan çıkarma” veya “denkleştirme” hükümleri devreye girebilir.

Eğer gizleme fiili hileli bir şekilde yapılmışsa, yani mal kasıtlı olarak kaçırılmışsa, bu durum ayrıca haksız fiil ve cezai sorumluluk doğurabilir. Bu nedenle gizli mal tespiti yalnızca medeni hukuk açısından değil, ceza hukuku bakımından da önemlidir.

Terekenin Tespiti Davasında Yetkili Mahkeme

Terekenin tespiti davası, miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesinde açılır. Bu kural, Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir.

Davada genellikle tüm mirasçılar taraf olarak yer alır. Eğer gizli mal iddiası varsa, bu durumda malı gizlediği iddia edilen kişi veya kişiler de davaya dahil edilir. Mahkeme, delilleri değerlendirir ve terekenin tam olarak belirlenmesini sağlar.

Terekenin Tespiti Davasında Delillerin Önemi

Bu tür davalarda delil, davanın kaderini belirleyen en önemli unsurdur. Çünkü gizli mal iddiası ciddi bir suçlamadır ve somut kanıtlarla desteklenmelidir.

Delil olarak kullanılabilecek unsurlar arasında:

  • Tapu kayıt örnekleri

  • Banka hesap dökümleri

  • Noter sözleşmeleri

  • Araç tescil belgeleri

  • Yazışmalar ve tanık beyanları bulunabilir.

Mahkeme, elde edilen delilleri değerlendirerek gizli malın terekeye dahil edilip edilmeyeceğine karar verir.

Altındağ Hukuk Bürosu’nun Terekenin Tespiti Davaları’na Yaklaşımı

Altındağ Hukuk Bürosu, terekenin tespiti ve gizli mal davalarında müvekkillerine kapsamlı bir hukuki destek sunar. Bu tür davalar hem duygusal hem de hukuki olarak oldukça hassas süreçlerdir.

Büromuz, terekenin eksiksiz tespit edilmesi için tapu, banka, noter ve vergi daireleri gibi tüm resmi mercilerle koordineli çalışarak delillerin eksiksiz toplanmasını sağlar. Ayrıca gizli mal iddialarında kapsamlı mal varlığı araştırması yaparak müvekkilin haklarının korunmasını amaçlar.

Terekenin tespiti davasında profesyonel bir avukat desteği, hem sürecin hızlanmasını hem de hatalı işlemlerden doğabilecek hak kayıplarının önlenmesini sağlar. Bu nedenle mirasçılar, böyle bir durumda hukuki danışmanlık alarak süreci bilinçli yürütmelidir.